Ananem ve Market Macerası...


     Eveeettt yine ben ve bir maceramızda daha birlikteyiz arkadaşlar. Öncelikle şu açıklamayı yapmam da fayda var. Hani üniversiteyi kazanırsınızda sonra o ilde tanıdık bir akraba varsa onun yanına taşınırsınız ya bir müddet.(Devamı için tıklayınız...)
Sırf o yurdun iğrenç yemekleri yerine anne eli değilmiş ev yemekleri yemek, sırf o 2 bir günde 3 Lt sıcak su veren ve bir sürü erkeğin aynı anda aynı yerde duş aldığı o caanım yurdun banyosundan kurtulup evde mis gibi istediğin zaman delilercesine şarkı söyleyip bıcı bıcı yapmak, Sırf 4 ila 6 adamın çorap ve ter kokusu içinde aynı odada yatmak yerine, evde sıcacık bir yatakta tertemiz kıyafetler ile yatmak ve yine o caanım yurdun kokuşmuş, acımasız ama bir o kadar da eğlenceli şakalarından sıkılıpta evde sakince vakit geçirmek için okulunuzun bulunduğu ilde bir akrabanızın yanına taşınırsınız ya. HAH! İşte ben o öğrenci modeliyim.
İzmir Ege Üniversitesini kazandığımda ananem ile yaşamaya başladım ve okul bitmek üzere hala onunla beraber yaşıyorum. Kadıncağız zaten dedem öldükten sonra tek başına yaşıyordu, ailemin tüm bireylerininde düzenleri olduğu için kimse de bırakıp ananemin yanına gelemedi. E hal böyle olunca bende direk onun yanına geldim ve artık düzenimde burada olduğundan ötürü İzmir'i bırakamıyorum.
Her neyse efendim. Ananem yaşlılığında getirdiği yorgunluk ile bu aralar pek bir üşengeç oldu. Ama ilk defa bugün bile benim gözlerimin yaşarmasına sebep oldu ve bir anlığına ben neredeyim diye sorgulamamı sağladı.
Bugün :
Ananem - "Ben birazdan dışarı çıkayım. Gazete örgü eki veriyormuş birde eve alınacaklar var onlarıda alayım. Belki teyzene de uğrarım." dedi.
Ben - "Anane! sen iyi misin? ya da ben şu an kiminle konuşuyorum?" dedim.

Ananemin tepkisi ise şu oldu:
Ananem - "Ahahahahhah..."


      Tabi gülmesinin bir sebebi var. Biliyor günlerdir dışarı çıkmadığını ve benim ona söylenip durduğumu, oda anında olayı anlayıp bastı kahkahayı. Ananem diye demiyorum oda az çakal değildir hani. Zaten kızlarının bu kurnazlığıda ondan geliyor galiba.
E tabi haliyle gitmeden önce epey bir hazırlandı, sanki bir resepsiyona davetli :D Canım benim kıyamam...
Tamam abarttım, hazırlanmadı.Bir ceket alıp gitti.Velhasıl-ı kelam efendim ananem jet anane gibi gitti geldi. Kaşla göz arasında sen ne ara gittin be kadın? Birde teyzeme uğrayacaktın. Meğer uğramamış. Sadece markete gidip alışveriş yapıp gazetesini ve örgü ekini de alıp gelmiş. Yanında birde Browni Intense almış ayıptır söylemesi. Hatta size bu yazıyı yazarken bir yandan da onu yemekle meşgulüm.
Tabi şimdi o Browni'yi aldı geldi ve benim zihnime bir şimşek çaktırttı. Eğer her gidişinde böyle güzel abur cuburlar alacaksa, markete hep onumu göndersem diye de bir şeytanlık düşünmüyor değilim :D
Ama yok ya. Yine abarttım. Hem kıyamam zaten. Yine ben giderim marketlere.

Efenim marketten geldikten sonra bir güzel türk kahvemizi yapıp karşılıklı içtik ve muhabbet ettik. Sıklıkla yaparız bu muhabbeti. Abartmıyorum bu sefer. Çokta zevkli oluyor...

Öyle işte siz siz olun mutlaka ailenizin en yaşlı kişisiyle mutlaka karşılıklı bir Türk Kahvesi için. Ne derler bilirsiniz ; "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır".

5 yorum: (+add yours?)

Büşra Bayram dedi ki...

Ayyy ne kadar güzelsiniz siz öylee :) harika bir anane torun diyaloğu. Ay çok kıskandım. NE diyeceğimi bilemedim. Hahaha dur gülüyüm. Afiyet olsun bu arada eti Brownin, lop lop et olsun hohoho :D

Goktan's Chest ! dedi ki...

Lop lop et olmasın ya.kas olsun kas :)
Teşekkür ederim ayrıca...

Büşra Bayram dedi ki...

hahah Türk kası, çaktırma;) :D

Goktan's Chest ! dedi ki...

Tamam,çaktırmıyorum :) Onlar kolluk yerine de geçiyor, biliyorsun değil mi? :D

Büşra Bayram dedi ki...

evet biliyorum biliyorum. :D Ayy koptum :D

Yorum Gönder